Tanıma ve Tenfiz

Tanıma, Tenfiz, Tanıma tenfiz, Kararın tanınması, Kararın tenfizi, İlam, MÖHUK, Dava şartları, Tanıma davası, Tenfiz davası, Apostil şerhi, Tanıma avukatı, Tenfiz avukatı, Avukat, Ankara avukat, Yabancı mahkeme kararları

MILLETLERARASI HUKUK

Av. İbrahim Altuğ Eliri

2/17/202416 min oku

tanıma tenfiz avukat
tanıma tenfiz avukat

Tanıma ve tenfiz, uluslararası hukukun temel prensiplerinden birini oluşturur. Uluslararası hukuk, farklı devletler arasındaki ilişkileri düzenlerken, bu ilişkilerdeki hukuki belirsizlikleri gidermek ve hakların korunmasını sağlamak için tanıma ve tenfiz mekanizmalarını kullanır. Tanıma, bir devletin diğer bir devletin egemenliğini ve hukuki yetkisini resmi olarak kabul etmesini ifade ederken, tenfiz ise bir devletin başka bir devletin yargı kararlarını kendi topraklarında uygulama yetkisini tanıması anlamına gelir. Bu mekanizmalar, uluslararası ilişkilerin adil, düzenli ve istikrarlı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunur ve devletler arasında güvenin tesis edilmesine yardımcı olur. Bu yazıda, tanıma ve tenfiz kavramlarının ne olduğunu, nasıl işlediğini ve uluslararası toplum için neden önemli olduklarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Avukat için bize ulaşabilirsiniz.

Tanıma ve tenfiz kavramları Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'da düzenlenmiştir. Buna göre:

Tanıma: Yabancı bir mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarını taşıdığının yerel mahkemece tespit edilmesidir. Tanıma süreci, yabancı mahkeme kararının hukuki geçerliliğinin ve uygunluğunun değerlendirilmesini içerir. Yerel mahkeme, kararın verildiği ülkedeki yasalara uygunluğunu ve yerine getirilme şartlarını kontrol eder.

Tenfiz: Yabancı bir ülkedeki mahkeme tarafından verilen ve o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş olan kararların, Türkiye'de icra edilebilmesi için yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Tenfiz, yabancı mahkeme kararının Türk hukukuna uygunluğunun onaylanması anlamına gelir. Bu süreçte, tenfiz istemini inceleyen mahkeme, kararın Türk hukukuna uygunluğunu, yerine getirme şartlarını ve kamu düzenine uygunluğunu değerlendirir. Tenfiz kararı verildiğinde, yabancı mahkeme kararı Türkiye'de icra edilebilir hale gelir ve tarafların haklarını koruma ve uygulama imkanı bulunur.

Tanıma Tenfiz Avukatı için bize ulaşabilirsiniz.

Giriş

Tanıma ve Tenfiz

Sık Sorulan Sorular

1) Tenfiz nedir?

Tenfiz, bir ülkede verilmiş olan yargı kararının, başka bir ülkede de aynen uygulanabilir hale gelmesi işlemidir. Yani, tenfiz kararı, bir ülkede kesinleşmiş olan yargı kararının, başka bir ülkede de aynı etkiye sahip olmasını sağlar. Bu işlem, genellikle uluslararası hukuk alanında önemli bir konu olarak ele alınır ve farklı ülkeler arasındaki hukuki işbirliğini güçlendirir.

Örneğin, bir ülkede alınmış icra kararının başka bir ülkede de tahsil imkanı olabilmesi için tenfiz işlemi gerekebilir. Böylece, icra kararı verilen ülkede, kararın hükümleri başka bir ülkede de uygulanabilir hale gelir.

Tenfiz işlemi genellikle belirli prosedürler çerçevesinde gerçekleştirilir ve tenfiz istemiyle ilgili başvurular ilgili ülkelerin mahkemelerine yapılır. Mahkemeler, tenfiz isteminin uygunluğunu değerlendirir ve kararlarını buna göre verirler. Bu süreçte, uluslararası hukukun ve ilgili ülkelerin iç hukukunun kuralları dikkate alınır.

2) Tanıma nedir?

Tanıma, bir ülkede verilmiş olan yargı kararının, başka bir ülkede de resmi olarak kabul edilmesi ve hukuki etki doğurması işlemidir. Yani, bir ülkede alınmış olan mahkeme kararının, başka bir ülkede de aynı hüküm ve sonuçları doğuracak şekilde tanınmasıdır.

Örneğin, bir ülkede alınmış olan boşanma kararının, başka bir ülkede de geçerli olabilmesi için tanıma işlemi gerekebilir. Bu durumda, boşanma kararı verilen ülkenin kararı, başka bir ülkede de resmi olarak kabul edilir ve o ülkede de boşanma işlemi gerçekleşmiş olur.

Tanıma işlemi, genellikle uluslararası hukukun bir parçası olarak ele alınır ve farklı ülkeler arasındaki hukuki işbirliğini sağlar. Tanıma kararları, uluslararası hukuk kuralları ve ilgili ülkelerin iç hukukundaki prosedürlere göre gerçekleştirilir. Bu süreçte, ilgili mahkemeler tarafından tanıma istemleri incelenir ve uygun bulunması halinde kararlar verilir. Tanıma, uluslararası hukukun temel prensiplerinden biri olup, farklı ülkeler arasındaki hukuki ilişkilerin adil ve etkili bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunur. Hukuki destek için bize ulaşabilirsiniz.

3) Tenfiz davası nedir?

Tenfiz davası, bir ülkede alınmış olan yargı kararının, başka bir ülkede de icra edilebilmesi için açılan hukuki süreçtir. Yani, tenfiz davası, bir ülkede verilmiş olan mahkeme kararının başka bir ülkede de resmi olarak tanınarak icra edilmesini sağlar.

Örneğin, bir ülkede alınmış olan para alacaklarına ilişkin mahkeme kararının, başka bir ülkede de uygulanabilir olabilmesi için tenfiz davası açılabilir. Bu durumda, alacaklı taraf, aldığı mahkeme kararını diğer ülkede de geçerli hale getirmek için tenfiz davası açar ve bu kararın icrasını sağlamak için gerekli adımları atar.

Tenfiz davası genellikle, kararın geçerliliği ve uygunluğunun incelenmesiyle başlar. Mahkeme, tenfiz istemiyle ilgili başvuruyu değerlendirir ve kararını verir. Kararın tenfiz edilmesiyle, ilgili mahkeme kararının diğer ülkede de icra edilebilir hale gelir.

Bu süreçte, uluslararası hukuk kuralları ve ilgili ülkelerin iç hukukundaki prosedürler dikkate alınır. Tenfiz davası, uluslararası hukukun önemli bir parçasıdır ve farklı ülkeler arasındaki hukuki işbirliğini sağlar. Hukuki destek için bize ulaşabilirsiniz.

4) Tanıma davası nedir?

Tanıma davası, bir ülkede alınmış olan yargı kararının, başka bir ülkede de resmi olarak tanınması ve hukuki etki doğurması için açılan hukuki süreçtir. Yani, tanıma davası, bir ülkede verilmiş olan mahkeme kararının, başka bir ülkede de aynı hüküm ve sonuçları doğuracak şekilde resmi olarak tanınmasını sağlar.

Örneğin, bir ülkede alınmış olan boşanma kararının, başka bir ülkede de geçerli olabilmesi için tanıma davası açılabilir. Bu durumda, boşanma kararı verilen ülkenin kararı, başka bir ülkede de resmi olarak kabul edilir ve o ülkede de boşanma işlemi gerçekleşmiş olur.

Tanıma davası, genellikle uluslararası hukukun bir parçası olarak ele alınır ve farklı ülkeler arasındaki hukuki işbirliğini sağlar. Tanıma kararları, uluslararası hukuk kuralları ve ilgili ülkelerin iç hukukundaki prosedürlere göre gerçekleştirilir. Bu süreçte, ilgili mahkemeler tarafından tanıma istemleri incelenir ve uygun bulunması halinde kararlar verilir.

Tanıma davası, uluslararası hukukun temel prensiplerinden biri olup, farklı ülkeler arasındaki hukuki ilişkilerin adil ve etkili bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunur. Tanıma, uluslararası hukukun en önemli mekanizmalarından biridir ve yabancı mahkeme kararlarının geçerliliğinin sağlanmasına yardımcı olur. Avukat desteği için bize ulaşabilirsiniz.

5) Yabancı mahkeme kararı nasıl geçerli olur?

Yabancı mahkeme kararının geçerliliği, genellikle tanıma ve tenfiz süreçleriyle sağlanır. Bunun için belirli prosedürlerin takip edilmesi gerekmektedir:

1. Tanıma Süreci: Yabancı bir mahkeme kararının başka bir ülkede geçerli olması için ilk adım, tanıma sürecidir. Tanıma davası, ilgili ülkedeki mahkemede açılır ve yabancı mahkeme kararının Türkiye'de de tanınması istenir. Mahkeme, yabancı mahkeme kararının Türk hukukuna uygunluğunu ve resmi tanınmasını değerlendirir. Karar uygun bulunursa, tanıma kararı verilir ve yabancı mahkeme kararı Türkiye'de de resmi olarak kabul edilir.

2. Tenfiz Süreci: Tanıma işlemi tamamlandıktan sonra, tenfiz süreci başlar. Tenfiz davası, yabancı mahkeme kararının Türkiye'de icra edilebilmesi için açılır. Mahkeme, tenfiz isteminin uygunluğunu ve yabancı mahkeme kararının icra edilebilirliğini inceler. Karar uygun bulunursa, tenfiz kararı verilir ve yabancı mahkeme kararı Türkiye'de icra edilebilir hale gelir.

3. Uluslararası Anlaşmalar ve Kuralların Uygulanması: Bazı durumlarda, yabancı mahkeme kararının geçerliliği, uluslararası anlaşmalar veya uluslararası hukukun belirlediği kurallara dayanarak sağlanabilir. Örneğin, bir ülke ile Türkiye arasında karşılıklı tanıma ve tenfiz anlaşması varsa, bu anlaşma çerçevesinde yabancı mahkeme kararları daha kolaylıkla geçerli olabilir.

Bu süreçler, yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de geçerliliğinin sağlanması için temel adımları içerir. Ancak, her durum farklı olabilir ve süreçler ülkeler arasındaki anlaşmalara, yerel yasalara ve mahkeme kararlarına göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, yabancı mahkeme kararlarının geçerliliğinin sağlanması için profesyonel hukuki yardım almak önemlidir.

Avukat ve Hukuki Danışmanlık için bize ulaşabilirsiniz.

Tanıma Tenfiz Davası

Tanıma ve tenfiz davaları, Türk Hukuku'nda yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de tanınması ve uygulanması için önemli yasal süreçlerdir.

Tanıma davası, bir yabancı ülkenin mahkeme kararının Türkiye'de kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilmesi amacıyla açılan davadır. Bu tür davalar, genellikle icrası gerekmeyen mahkeme kararlarını kapsar. Tanıma davası, yabancı mahkeme kararının Türk hukuk sisteminde resmi bir şekilde tanınmasını sağlar.

Öte yandan, tenfiz davası ise yabancı mahkemelerce verilen ve kişilerin hukuki ilişkilerine dayalı, icrai nitelik arz eden hükümlerin Türkiye'de de geçerli olarak uygulanması amacını taşır. Tenfiz davalarında, mahkeme kararı doğrudan icra edilebilir ve hüküm icrai nitelik taşır. Bu nedenle, tenfiz davaları, yabancı mahkeme kararlarının Türk hukuku çerçevesinde icra edilebilmesini sağlayan bir mekanizmadır.

Özetle, tanıma davaları yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de tanınması için açılırken, tenfiz davaları bu kararların Türkiye'de icra edilebilmesini sağlamak üzere başlatılır ve bu iki süreç arasında önemli farklar bulunmaktadır.

Tanıma Tenfiz Davası Şartları

Tanıma ve tenfiz davasının şartları, ön koşullar ve esasa ilişkin koşullar olmak üzere iki şekildedir;

MÖHUK madde 50/1

“Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”

Madde hükmüne göre tanıma ve tenfiz davalarında ön koşullar şu şekildedir:

1. Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş ilamın varlığı: Tanıma veya tenfiz davası açabilmek için öncelikle bir yabancı mahkeme tarafından verilmiş bir ilamın varlığı gerekmektedir. Bu ilam, yabancı bir ülkede hukuki bir ihtilafın çözümü için verilen resmi bir kararı ifade eder.

2. Hukuk davalarına ilişkin yabancı mahkeme kararı olması: Tanıma ve tenfiz davaları genellikle hukuki ilişkilere dayalı kararlar üzerine kuruludur. Dolayısıyla, tanıma veya tenfiz istenilen mahkeme kararının bir hukuk davasına ilişkin olması gerekmektedir.

3. Kararın kesinleşmiş bir karar olması: Tanıma veya tenfiz istenilen mahkeme kararının kesinleşmiş olması, yani temyiz veya itiraz süreçlerinin tamamlanmış ve kararın değiştirilemez hale gelmiş olması önemlidir. Kesinleşmiş bir karar, ilgili ülkedeki tüm yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından ortaya çıkar.

Bu ön koşulların sağlanması, tanıma ve tenfiz davalarının başarıyla yürütülmesi için gereklidir ve mahkeme tarafından davanın esasına ilişkin olarak incelenmeden önce kontrol edilir.

MÖHUK madde 54

“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:

a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.

b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.

c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.”

Madde hükmüne göre tanıma ve tenfiz davalarında esasa ilişkin koşullar şu şekildedir:

1. Hükmün verildiği yer ile Türkiye arasında karşılıklılık olması (tanımada şart olarak aranmaz): Tenfiz davalarında, hükmün verildiği ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık ilkesi önemlidir. Yani, Türkiye'de verilen bir kararın yabancı ülkelerde de benzer şekilde uygulanabilmesi gerekmektedir. Bu koşul, tenfiz istenen ülke ile Türkiye arasında karşılıklı bir uygulama anlaşması olması gerektiğini belirtir. Ancak, tanıma davalarında bu şart aranmaz.

2. İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemesi: İlamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamında olmaması veya ilgili davalının itiraz etmesi durumunda, ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi olmaksızın kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesi tarafından verilmemiş olması gerekmektedir.

3. Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olmaması: Tenfiz veya tanıma istenen kararın Türkiye'nin kamu düzenine açıkça aykırı olmaması gerekir. Kamu düzenine aykırı olan bir karar, Türkiye'de uygulanmaz.

4. Kararın davalının savunma hakkı tanınarak verilmiş olması: Tanıma veya tenfiz edilmek istenen kararın, davalı tarafın savunma hakkı tanınarak ve adil bir şekilde verilmiş olması gerekir. Bu, temel adil yargılanma prensiplerine uygunluğu ifade eder.

Bu esasa ilişkin koşullar, tanıma ve tenfiz davalarında adaletin sağlanması ve hukuki güvenliğin korunması için önemlidir. Mahkemeler bu koşulları inceleyerek kararlarını verirler.

Yabancı yargı kararlarının tanınması için bize ulaşabilirsiniz.

Revizyon Yasağı Nedir?

Revizyon yasağı, Türk mahkemelerinin yabancı bir mahkeme kararının tanınması veya tenfizi davasında sadece tanıma veya tenfiz şartlarının varlığını inceleme yetkisine sahip olmalarını ifade eder. Bu kuralın anlamı, Türk mahkemelerinin yabancı mahkeme kararı çerçevesinde usul veya kararın maddi ve hukuki saptamalarının doğruluğu hakkında bir değerlendirme yapamayacaklarıdır.

Yani, Türk mahkemeleri tanıma veya tenfiz davalarında yabancı mahkeme kararının geçerliliğini, resmiyetini, kesinleşmiş olup olmadığını ve Türk hukukuna uygunluğunu kontrol ederler. Ancak, kararın hukuki veya maddi doğruluğunu değerlendirmek veya revize etmek gibi bir yetkileri yoktur. Bu nedenle, Türk mahkemeleri yabancı bir mahkeme kararının içeriğini veya hukuki niteliğini değiştiremezler.

Revizyon yasağı, uluslararası hukukun bir ilkesidir ve tanıma ve tenfiz davalarının adil ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu prensip, yabancı mahkeme kararlarının geçerliliğinin ve kararlarının adaletle uygulanmasının korunmasına yardımcı olur.

Tanıma Tenfiz Davasında Gerekli Belgeler

Tanıma ve tenfiz davasında gerekli olan belgeler şu şekildedir:

1. Yabancı mahkemece verilen kararın ıslak imzalı, mühürlü şekilde aslı: Tanıma veya tenfiz istenen yabancı mahkeme kararının aslı, ilgili mahkeme tarafından ıslak imzalı ve mühürlü olarak temin edilmelidir.

2. Yabancı mahkemenin kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir ıslak imzalı, mühürlü şerh veya belge: Kararın kesinleştiğini gösteren ve yabancı mahkeme tarafından ıslak imzalı ve mühürlü olarak verilmiş bir şerh veya belge gereklidir.

3. Apostil Şerhi: Yabancı ülke tarafından verilen belgelerin uluslararası alanda tanınmasını sağlayan apostil şerhi, belgelerle birlikte sunulmalıdır.

4. Yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın Türkçeye yeminli tercüman tarafından Noter veya Konsolosluktan onaylatılmış olarak tercüme edilmiş tercüme: Yabancı mahkeme kararının Türkçe'ye yeminli tercüman tarafından yapılmış ve Noter veya Konsolosluk tarafından onaylanmış tercümesi gerekir.

5. Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi: Davalı veya davacı tarafın kimlik bilgilerini doğrulamak için pasaport veya nüfus cüzdanı fotokopileri sunulmalıdır.

6. Özel yetkilendirilmiş olan vekaletname: Vekaletnamenin özel yetkilendirilmiş bir kişi tarafından verilmiş olması, davayı yürüten avukat veya temsilci tarafından sunulmalıdır.

Bu belgeler, tanıma ve tenfiz davasının yürütülmesi için gereklidir ve mahkemeye sunulmalıdır. Belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde sunulması, davaların adil ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.

Tanıma Tenfiz Davasında Görev ve Yetki

MÖHUK m. 51

“(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.

(2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.”

MÖHUK Madde 51'e göre, tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Ancak, bu genel kurala bir istisna getirilmiştir ve aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararları için tanıma ve tenfiz talebi Aile Mahkemelerine yapılır. Dolayısıyla, aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi için görevli mahkeme, MÖHUK'un genel hükümlerine ek olarak Aile Mahkemeleridir.

Bu kurala göre, tanıma ve tenfiz talebi, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri veya sâkin olduğu yer mahkemesinden, eğer Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.

Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı kanun hükmü gereği, aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi için talep Aile Mahkemelerine yönlendirilir. Bu düzenleme, aile hukukuna ilişkin konuların daha spesifik bir mahkeme olan Aile Mahkemelerinde daha uygun bir şekilde ele alınmasını sağlar.

Yabancı Yargı kararlarının Türkiye'de tanınması için bize ulaşabilirsiniz.

Tenfiz Davasında Görevli Mahkeme

Yargıtay 14.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 4915 Karar: 2015 / 3473

“Mahkemece dava MÖHUK'nın 34. maddesine dayalı tenfiz isteğinden ibaret olup hasımlı bir dava olmadığı, bu nedenle duruşma yapılmasına gerek bulunmadığı, Münih Asliye Hukuk Mahkemesinin 68 VI 8900/2011 sayılı apostil şerhli kararı MÖHUK'nın 38. maddesinde yer alan koşulları taşıdığından isteğin kabulü ile MÖHUK'nın 40. maddesi gereğince tenfizine karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 03.03.2015 tarihli, 2015/45641 sayılı tebliğnamesi ile, süresinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunan hükmün HUMK'nın 427/6. maddesi uyarınca Kanun yararına bozulmasını istemiştir.

Kural olarak mirasçılık belgesi aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup kesinleşmesi mümkün olmadığından tenfizi de istenemez.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun 51. maddesi gereğince "tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir".

Bu madde gereğince tenfiz kararlarını vermeye görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır."

Tanıma ve Tenfiz Dava Şartları

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 12226 Karar: 2018 / 2779

“Tanıma ve tenfiz davalarında; dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin, ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekmektedir. 5718 sayılı Yasanın 53. maddesinde yer alan düzenleme bu şekildedir.

Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır:

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un İkinci Kısmının İkinci Bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 50 ila 57. maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59. maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir.

5718 sayılı Kanunun;

“Tenfiz Kararı” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasında:

“Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”

“Tenfiz İstemi” başlıklı 52. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde:

“Kararın tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”

“Tenfiz Şartları” başlıklı 54. maddesinde:

“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir:

a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması.

b) İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.

c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.” yasal ifadesini içermektedir.

“Tanıma” başlıklı 58. maddesinde:

“(1) Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz.

(2) İhtilafsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir.

(3) Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye'de idari bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.”

“Kesin Hüküm ve Kesin Delil Etkisi” başlıklı 59. maddesinde:

“Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” Hükümleri yer almaktadır.

Maddi anlamda kesin hükmün, taşıdığı niteliğin gereği olarak, iki sonucu bulunmaktadır: kararın kesin delil teşkil etmesi ve aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebeple dava açılması halinde karşı tarafın kesin hüküm itirazında bulunabilmesidir.

İşte yabancı mahkeme kararının tanınmasının hukuki gerekçesini, kararın kesin hüküm kuvveti oluşturmaktadır.

Tenfiz ve tanıma davalarında; dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin, ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekmektedir. 5718 sayılı Yasanın 53. maddesinde yer alan düzenleme bu şekildedir.

05.10.1961 tarihli Lahey Sözleşmesinin 3. ve 4. maddelerinde tanımlanan şekilde ilamın aslına uygun olduğunun teyidi için onay şerhinin belgenin verildiği devletin yetkili makamlarınca karara işletilmesi, bundan sonra tercümenin orada bulunan Türk yetkili makamlarınca tasdikinin sağlanması gerekmektedir.

Siz de bize ulaşarak avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz

Bize Katılın ve Güncel Bilgilerden Haberdar Olun.