Mülkiyet Hakkı ve Mülkiyeti Koruyan Davalar

Kat karşılığı, İnşaat sözleşmesi, Gayrimenkul avukatı, avukat, Sözleşme avukatı, Kat karşılığı inşaat, Müteahhit, Taahhüt, Kat mülkiyeti, Tapu, Mülkiyet Emlak, Ruhsat, Arsa payı, Pay karşılığı

GAYRIMENKUL HUKUKUBORÇLAR HUKUKU

Kardelen Calap

5/20/20243 min oku

Ankara Gayrimenkul Avukatı
Ankara Gayrimenkul Avukatı

Mülkiyet hakkı, bireylerin ve kurumların sahip oldukları mallar üzerinde tasarruf edebilme özgürlüğünü ifade eden temel bir haktır. Anayasal güvence altında olan bu hak, sadece ekonomik anlamda değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik açıdan da büyük bir öneme sahiptir. Mülkiyet hakkının korunması, hukuk devletinin en önemli görevlerinden biridir ve bu kapsamda çeşitli yasal düzenlemeler ve davalar mevcuttur. Bu blog yazısında, mülkiyet hakkının hukuki temellerini ve mülkiyeti koruyan davaların türlerini ele alarak, bireylerin ve kurumların mülkiyetlerini nasıl koruyabileceklerine dair kapsamlı bir rehber sunacağız.

Giriş

Mülkiyet Kavramı

Medeni Kanunumuzda ve Anayasanın temel haklar arasında yer verdiği “mülkiyet” kavramı bir tanıma kavuşmamıştır. Ancak Medeni Kanun 683. maddesinde mülkiyet hakkının içeriğinden bahsetmektedir.

TMK m. 683: Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.

Bu maddeden de anlaşılacağı üzere kanun malike bu hak üzerinde kullanma ,yararlanma ve tasarruf yetkilerini vererek geniş bir yetki tanımıştır. Bu yetkiler mülkiyet hakkının sağladığı “aktif yetkiler” dir. Bu yetki malın fiilen kullanılması, ürünlerin toplanması, malı başkasına devretme gibi hukuki ve fiili tasarrufları kapsar. Ayrıca mülkiyet hakkının “koruyucu yetki” adı altında sağladığı yetkiler de vardır. Bu yetkiler MK m. 683/2’ye göre: “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” şeklinde tanımlanarak malike istihkak ve elatmanın önlenmesi (müdahalenin men’i) davalarını açma hakkı tanımıştır.

Mülkiyeti Koruyan Davalar

Yukarıda da bahsetmiş olduğum üzere malik mülkiyet hakkını koruyabilmek için malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı dava açma hakkına sahiptir. Bu davalar:

1) İstihkak Davası

İstihkak davası dolaysız zilyet durumunda olmayan malikin, malik olmayan haksız ve dolaysız zilyede açtığı davadır. Bu dava ile malik mülkiyet hakkına dayanarak malın dolaysız zilyedi konumuna gelmeyi amaçlamaktadır. Mülkiyet hakkı sona ererse malikin bu hakkı da sona erer ve haksız zilyedin de zilyetliği sona ererse artık bu dava ona karşı ileri sürülemez.

A)Davanın Tarafları:

Davacı, malın malikidir. Eğer mülkiyet paylı mülkiyet ise paylı mülkiyet hakkına sahip paydaş, kendi payı için bağımsız dava açabileceği gibi malın tamamı bakımından bölünemeyen menfaatlerde diğer paydaşları temsil ederek de tek başına dava açabilir. Elbirliği mülkiyeti söz konusu olur ise ortaklardan her biri bu davayı açabilmektedir.

Davalı taraf ise haksız zilyet olan kimsedir.

B)Yargılama Usulü:

Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazlar yönünden bunların bulunduğu yer mahkemesidir. Taşınırlar bakımından genel kurallar uygulanır. Bu dava talebi ayni bir taleptir ve bu sebeple de zamanaşımına tabi değildir.

Dava sonucunda ise istihkak davası kabul edilirse davalının dolaysız zilyetliğinin davacıya geri verilmesine, özellikle taşınırlarda teslime, taşınmazlarda tahliyeye hükmedilir.

2) El atmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men’i) Davası

Bu dava malikin mülkiyet hakkına ve zilyetliğine karşı gerçekleştirilen ve devam eden bir saldırının önlenmesini sağlar. Malikin bu saldırı sonucunda bir zara uğramasına ve saldırının da gerçekleştiren kişinin kusuruna dayanmasına gerek yoktur. Ancak elatma haksız olmalı ve bir zarara yol açılmışsa malik bu zararın da tazminini isteyebilmektedir.

A)Davanın Tarafları:

Davacı, mülkiyet hakkı saldırıya uğramış olan maliktir. Paylı ve elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğunda ise istihkak davasında yapmış olduğum açıklamalar geçerlidir.

Davalı ise haksız olarak müdahalede bulunan kimsedir.

B)Yargılama Usulü:

Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme taşınmazlarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Taşınırlarda genel yetki kuralı uygulanır ve ayrıca zamanaşımına tabi değildir.

Elatmanın önlenmesi davası kabul edilirse davalının haksız müdahalesine son vermesi emredilir. Bu dava ile ayrıca uğranılan zarar sonucunda tazminat istenmişse de tazminata hükmedilebilir.

Siz de bize ulaşarak avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz

Bize Katılın ve Güncel Bilgilerden Haberdar Olun.