Fatura Alacağına Dayalı İcra Takibi Nasıl Yapılır?

Fatura, Alacak, Fatura alacağı, İcra takibi , İcra avukatı, Faiz, Temerrüt faizi, Borç tahsili, Alacak avukatı, Borçlu bildirimi, Haciz işlemleri, Hukuki danışmanlık, Tahsilat uzmanı, Fatura tahsilatı, Tahsilat avukatı, Borç tahsilatı

İCRA HUKUKUUSUL HUKUKU

Av. İbrahim Altuğ Eliri

11/18/202311 min oku

Fatura alacağına dayalı icra takibi
Fatura alacağına dayalı icra takibi

Fatura alacağına dayalı icra takibi, ticari ilişkilerde ortaya çıkan ödeme gecikmeleri veya alacakların tahsil edilememesi durumlarında başvurulan hukuki bir yöntemdir. İş dünyasında sıkça karşılaşılan bir durum olan fatura alacaklarının tahsilinde, alacaklı tarafın haklarını koruması ve alacağını etkili bir şekilde tahsil etmesi için icra takibi önemli bir adımdır. Bu yazıda, fatura alacağına dayalı icra takibinin nasıl yapıldığı, hangi adımların izlendiği ve dikkat edilmesi gereken hususlar detaylı bir şekilde incelenecektir.

Giriş

Fatura Nedir?

Türk Hukuku'nda faturanın tanımı, Vergi Usul Kanunu'nun 229. Maddesi'nde yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre, fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Fatura, ticari ilişkilerde önemli bir belge olup, müşteri ile tüccar arasındaki finansal ilişkilerin belirlenmesinde temel bir rol oynamaktadır. Faturanın hukuki niteliğini ve kabul edilebilmesi için gereken unsurları ise Vergi Usul Kanunu'nun 230. Maddesi'nde detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

Vergi Usul Kanunu’nu m. 230

“Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur:

1. Faturanın düzenlenme tarihi seri ve sıra numarası;

2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;

3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;

4. Malın veya işin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı;

5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası,

(Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.

Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231 inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir.

Şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.)”

Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar ise hiç düzenlenmemiş sayılır. Fatura düzenlemekle yükümlü olan kişilerin kimler olduğu ise Vergi Usul Kanunu'nun 232. Maddesi'nde detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Bu madde, ticaret hayatında düzenli bir şekilde fatura kullanımını ve kayıt tutma yükümlülüğünü düzenleyerek vergi sisteminin şeffaflığını ve güvenilirliğini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.

Vergi Usul Kanunu’nu m. 232

“Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 (2.000 TL) lirayı geçmesi veya bedeli 50.000.000 (2.000 TL) liradan az olsa dahi istemleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.”

Türk Ticaret Kanunu’nun 21. Maddesinin birinci fıkrasında da faturaya ilişkin benzer bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre:

“Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.”

Türk Ticaret Kanunu’nun 21. Maddesinin ikinci fıkrası “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa ulaşması zorunlu değildir. Bu süre, hak düşürücü veya zamanaşımı süresi değildir, sadece ispat yükü açısından önem taşır.

Türk Ticaret Kanunu'nun 21/2. maddesinde yer alan itiraz hakkını süresi içinde kullanmayan kişi, faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyenin aleyhine delil olabileceği gibi, faturanın tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen karşı taraf aleyhine de delil olabilir. Fatura, başlı başına taraflar arasındaki ilişkiyi ispatlamaya yetmez, ancak taraflar arasındaki ilişkinin varlığı söz konusu olduğunda, faturanın içeriğine süresi içerisinde itiraz edilmemesi durumunda, faturanın içeriği, faturayı düzenleyenin lehine adi bir karine oluşturacaktır.

Faturaya Dayalı Alacakta Temerrüt Faizi Olur Mu?

Alacağın türüne bakılmaksızın, belirli bir vade içermeyen her alacak için temerrüt faizi talep edilebilmesi, borçlu tarafından ifa gerçekleşmedikçe borcun talep edilmesi yani temerrüde düşülmesine bağlıdır. Faturanın düzenlenmesi ve ilgili kişiye gönderilmesi, alacağın talep edildiğini doğrulamaz. Fatura üzerinde net bir vade belirtilmemişse ve alacak karşı tarafa talep edilmedikçe, temerrüt faizi talep etmek mümkün değildir.

Faturaya dayalı icra takibi başlamadan önce, faturada belirtilen alacağın muhatabından talep edildiğine dair ulaşmış bir ihtar bulunmuyorsa, temerrüt durumu, icra takibinin başlatılmasıyla kabul edilmiş sayılır. Bu bağlamda, alacağın temerrüt faizinin işlemesi, icra takibi başlangıç tarihinden itibaren hesaplanır.

Fatura Alacağına Dayalı İcra Takibi Nasıl Yapılır?

Faturada bulunan kaşenin konumu, oldukça önemli bir belirleyici faktördür. Eğer kaşe faturanın üst bölümünde ise, bu durum faturanın henüz tahsil edilmediğini gösterir. Ancak, kaşe faturanın alt bölümünde yer alıyorsa, bu durum faturanın tahsil edildiğinin bir göstergesidir.

Faturaya dayalı alacağa sahip bir kişinin başvurabileceği yol, genel haciz yoluyla ilamsız takiptir. Takip talebi, icra dairesine sunularak başlatılır ve bu süreçte fatura da takip talebine eklenir. İcra İflas Kanunu'nun 58. Maddesi'nde takip talebinin içeriğine dair gerekli şartlar düzenlenmiştir. Bu yol, alacaklının fatura temelinde haklı taleplerini mahkeme kararı olmadan güvence altına almasını sağlar.

İcra İflas Kanunu m. 58

“Takip talebi icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılır.

Talepte şunlar gösterilir:

1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır.);

2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri;

Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri;

3. Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;

4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;

5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;

Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir.

Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.”

İcra Dairesi, kendisine sunulan takip talebine uygun bir biçimde ödeme emrini hazırlar ve ekine takip talebinde yer alan faturayı ekleyerek borçlunun adresine gönderir. İcra ve İflas Kanunu'nun 60. Maddesi'ne uygun olarak düzenlenen ödeme emrinde, borçluya 7 gün içinde ödeme yapması gerektiği, bu süre içinde itirazda bulunabileceği ve aksi takdirde takibin kesinleşeceği belirtilir. Borç, bu süre içinde ödenmez veya itirazda bulunulmazsa, cebri icraya devam edileceği beyan edilir.

İlamsız icra takibine süresi içerisinde itiraz edilmesi halinde, başka bir işleme gerek kalmaksızın takip durur. Ancak itirazın ortadan kaldırılarak takibe devam edilebilmesi için alacaklı, gerekli şartların varlığı halinde İtirazın Kaldırılması veya İtirazın İptali Davası ile takibini sürdürmelidir.

Sık Sorulan Sorular

1) Fatura ne zaman icraya konur?

Fatura, ilamsız icra takibine konulabilmesi için genellikle alacaklının öncelikle yazılı bir ödeme talebi ve ihtar göndermesi gerekmektedir. Borçlu, belirtilen süre içinde ödeme yapmaz veya itirazda bulunmazsa, alacaklı ilamsız icra takip talebini icra dairesine sunar. Bu talebe, fatura ve diğer ilgili belgeler eklenir. İcra dairesi talebi değerlendirerek uygun bulması halinde icra emrini düzenler ve borçluya tebliğ eder. Borçlu, belirlenen süre içinde ödeme yapmaz veya itirazda bulunmazsa, icra dairesi cebri icra sürecini başlatır, bu süreçte mal varlığına haciz konulabilir veya diğer icra işlemleri uygulanabilir. Her durum özel olabilir, bu nedenle icra işlemleri konusunda uzman bir hukuk danışmanına başvurmak önemlidir.

2) Fatura icraya verilir mi?

Evet, fatura, alacaklının borçludan tahsilat yapamadığı durumlarda ve borçlu ile olan mali ilişkisini yasal bir çerçevede çözme amacıyla ilamsız icra takibi sürecinde icra dairesine verilebilir. İlamsız icra takibi için alacaklının, borçluya ödeme talebi yapması, bir ihtar göndermesi ve ardından icra takip talebini icra dairesine sunması gerekmektedir. Bu süreçte fatura, icra takip talebine eklenir ve icra dairesi, borçlu tarafından belirtilen süre içinde ödeme yapılmaması veya itirazda bulunulmaması durumunda cebri icra işlemlerini başlatabilir. Ancak, her durum özel olabilir ve icra süreçleri hukuki detayları içerdiği için uzman bir hukuk danışmanına başvurmak önemlidir.

3) Ödenmeyen faturalar nasıl tahsil edilir?

Ödenmeyen faturaların tahsili için birkaç yöntem bulunmaktadır. İlk olarak, alacaklı tarafından borçluya yazılı bir ödeme talebi yapılması ve bu talebin içeren bir ihtar gönderilmesi gerekir. Borçlu, belirtilen süre içinde ödeme yapmaz veya itirazda bulunmazsa, alacaklı tarafından ilamsız icra takibi başlatılabilir. Bu süreçte icra dairesine sunulan fatura, icra takip talebinin temelini oluşturur. İcra takibi başlatıldığında, borçlu mal varlığına haciz konulabilir veya diğer cebri icra işlemleri uygulanabilir. Ayrıca, alacaklının mahkemeye başvurarak hukuki yollara başvurması da bir seçenektir. Her durum özel olabilir, bu nedenle alacak tahsilatı konusunda uzman bir hukuk danışmanına başvurmak önemlidir.

4) Fatura alacağı nasıl ispat edilir?

Fatura alacağının ispatı, genellikle fatura belgesi, icra takip talebi ve ek belgeler, yazılı ihtar ve yazışmalar, banka hesap hareketleri ve tanıkların şahit beyanları gibi çeşitli yöntemlerle sağlanır. Alacaklılar, ticari ilişkilerde meydana gelen alacak taleplerini resmi belgeler ve yazılı iletişim araçlarıyla destekleyerek, ödeme taleplerinin hukuki bir temele oturmasını sağlarlar. İcra takibi sürecinde fatura belgesi ve ilgili dokümanlar, alacak talebinin icra dairesine sunularak yasal bir dayanak oluşturur. Ayrıca, tanıkların ifadeleri ve banka hesap hareketleri de alacak talebinin varlığını ispatlamak adına önemli rol oynar. Her durumun özel nitelikte olduğu göz önüne alındığında, alacakların hukuki süreçlerde etkili bir şekilde ispatlanması için profesyonel hukuki danışmanlık almak önemlidir.

5) Fatura ödemeyince ne olur?

Fatura ödenmediğinde bir dizi hukuki ve finansal sonuç ortaya çıkabilir. İlk olarak, alacaklı genellikle borçluya yazılı bir ödeme talebi yapar ve bu talebi içeren bir ihtar gönderir. Ancak borçlu, belirtilen süre içinde ödeme yapmaz veya itirazda bulunmazsa, alacaklı ilamsız icra takibi başlatabilir. İcra takibi sürecinde, icra dairesine başvurularak alacak tahsilatı için hukuki adımlar atılabilir. Bu süreçte, borçlunun mal varlığına haciz konulabilir, banka hesapları bloke edilebilir veya diğer cebri icra işlemleri uygulanabilir. Ayrıca, alacaklı mahkemeye başvurarak hukuki yollarla da talepte bulunabilir. Fatura ödenmemesi durumunda, borçlu finansal sıkıntılarla karşılaşabilir ve kredi notu etkilenebilir. Bu nedenle, alacaklılar genellikle ödeme taleplerini hukuki süreçlerle destekleyerek alacaklarını tahsil etmeye çalışırlar.

İcra avukatı için bize ulaşabilirsiniz.

Tek Taraflı Düzenlenen Fatura ile İlgili Yargıtay Kararı

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/790 E., 2016/619 K.

“Somut olayda, davalı alacaklı tarafça faturaya dayalı icra takibi başlatılmış ise de, tek taraflı olarak fatura düzenlenip, ticari defterlere kaydedilmesi akdi ilişkinin varlığını ispata yeterli değildir. Zira, dosya kapsamı itibariyle anılan faturanın davacıya tebliğ edildiğine dair bir belge bulunmadığı gibi, taraf ticari defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesi neticesinde takip konusu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı da tespit edilmiştir. Ayrıca, ancak akdi ilişkinin ispatı halinde mal teslimi hususunda tanık dinlenebileceğinden, akdi ilişki, uyuşmazlık kapsamında ise, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin varlığının tanık delili ile ispatı mümkün olmayıp, 6100 Sayılı HMK’nın 200. maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir.”

Ayıplı Malda İspat Yükü ile İlgili Yargıtay Kararı

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11076 E., 2017/6920 K.

“Somut olayda davacı icra takibine konu faturalarda yazılı olan malların davalıya teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı ise akdi ilişkiyi kabul etmiş ancak kendisine teslim edilen malların ayıplı olduğuna dair davacıya bildirimde bulunduğunu iddia etmiştir. Bu durumda, ayıp ihbarının yapıldığını ispat yükü davalı taraftadır. Davalı davacıya ihbarda bulunduğunu yazılı bir delil ile kanıtlayamamıştır.

O halde, davalı tarafından ayıp ihbarı yapıldığının ispatı için yazılı delil sunulmayan davada “yemin” deliline dayanılmış olduğundan mahkemece, ayıp ihbarı yapıldığının kanıtlanması amacıyla davacıya yemin önerme hakkının bulunduğu davalıya hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.”

Teslim Edilen Malların İspatı ile İlgili Yargıtay Kararı

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4317 E., 2019/1085 K.

“Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu faturaların içeriği olan malların alıcıya teslim edildiğinin davalı tarafından yazılı delille ispat edilemediği, davalının kendi ticari defterlerinde dahi davacıdan alacağı bulunmadığının kayıtlı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının ticari defterlerine dava konusu faturayı ödenmiş olarak işlemesine rağmen takip başlatması nedeniyle kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, asıl alacağın %20' si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir”

Siz de bize ulaşarak avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz

Bize Katılın ve Güncel Bilgilerden Haberdar Olun.